Kuzey- batı yönündeki eski limandan girilen tersane yapısının yuvarlak kemerli gayet dar giriş kapısının 4 m üzerindeki 5 satırlık kabartmalı kitabe göze çarpmaktadır. I.Alaaddin’i karanın ve iki denizin sultanı olarak övülen kitabenin ilk satırında iki rozetanın ortasında bulunan sultanın arması görülebilir. Giriş kapısının sağ tarafında bulunan çıkıntılı mekan mescit, sol tarafındaki 5 pencereli mekan ise tersane memurları tarafından yazıhane olarak kullanılmıştır. Mescit mekanında Denizcilik ve Gemi Müzesi projesi kapsamında yapılan konservasyon- onarım çalışması sırasında iki duvarında karşılıklı Zülfikar freskleri ortaya çıkarılmıştır. 57 m uzunlukta ve 40 m derinlikte olan tersane yapısı; her birinin genişliği 7.70 m olan, en uzunu 43m en kısası 32 m uzunlukta 5 adet tonozlu gözden ve gözleri birbirlerinden ayıran sivri kemerli duvarlardan oluşmaktadır. Duvarları kesme taştan, kemer ve tonozları tuğladan yapılan tersanenin tonozlarındaki menfezler hem ışığın içeriye girmesini hem de dumanın dışarıya çıkmasını sağlamaktadır. Denizin tamamen içine girmediği gözlerin kara tarafları kısmen çakıllı, bir kısmı ise kayadır. Üçüncü gözün kara tarafında bir tatlı suyu kuyusu bulunmaktadır. Günışığından en çok yararlanacak şekilde konumlanan tersane yapısı; kaya kırımını en az seviyede tutmak için farklı seviyelerde inşa edilmiştir. Tersaneye bitişik kayaya oyulmuş bir depo tavandaki bir delikten ışık almaktadır. Alanya tersanesi; sadece gemi yapım ya da gemilerin kışlık konaklama yeri değil, aynı zamanda tamiratın, yelken ve gemi donanımlarının da yapılabildiği demir işlikleri, idari ve depo alanlarına sahip olan bir yapı olup kalıcı bir tersanedir. Kalıcı tersaneler iki amaca hizmet etmektedir. Birincisi kış döneminde büyük teknelerin yapımına olanak sağlaması, ikincisi ise kullanılmayan teknelerin barındırmasıdır. Kış döneminde gemilerin açıkta bırakılması ömürlerini azalttığı için tüm Akdeniz ülkeleri tarafından kadırgalar için gemi barınakları sağlanıyordu. Ancak Alanya tersanesi daha fazlasını sunuyordu. Akdeniz kıyıları daima tehlike altındaydı. Düşman donanmaları ya da korsanlar; büyük ticari yararlar sağlayacak stratejik yerler arıyordu. Alanya da böyle bir konuma sahipti ve surların içinde iki kuleli bir kompleksin parçası olarak tersan düşman saldırılarından korunmak için uygun bir ortam sağlıyordu. Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye’sinde(16.yy başı) kent, tersane kompleksi ve liman hakkında bilgiler verilmektedir. Tersane’nin bir Emir-üs Sevahil/Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın daimi nezaretinde bulunduğu; Selçuklulardan sonra Alaiye’ye hakim olan Karamanoğulları ve Alaiye Beyleri döneminde de tersane faaliyetinin devam ettiği; Osmanlı Döneminde de burada gemilerin yapıldığı anlatılmaktadır. 1960’lı yıllara kadar içinde tekne yapımının ve onarımının devam ettiği tersane, bugün denizcilik ve gemi konusunun işlendiği bir müze olarak hizmet vermektedir. Girişten itibaren ahşap bir yürüyüş yolu üzerinde yürürken 1.gözde 1 adet antik dönem vinci, 2.gözde Osmanlı donanmasında her dönemde lojistik ve ikmal için kullanılan hızlı yol alabilen bir yelkenli olan 1 adet kaplaması yapılmamış çekevele teknesi, 1adet mizena (teknenin kıç bölümünde yer alan direk) ve 1adet seren(direk üzerinde yelken açmak için yatay olarak konulan parça), 3.gözde 1 adet ana direk(teknenin en uzun direği), gemi yapımında kullanılan aletler ve tatlı su kuyusu, 4.gözde antik çağ çıpaları, 5.gözde gemilerde yön belirlemede kullanılan aletleri görebilirsiniz.