Sultanahmet’te, Divanyolu Caddesi üzerinde, günümüzde Türk Edebiyat Vakfı’na hizmet veren Cevri Kalfa Sıbyan Mektebi duvarında yer alıyor. 1820 tarihlidir. Kitabe ve tuğrası vandallar tarafından kazınan çeşmelerdendir. Bânisi, bir tas kızgın külle Osmanlı tarihinin akışına yön vermiş bir Harem mensubu olan Cevri Kalfa’dır. 1808 Temmuz’unda Osmanlı Sarayı, tarihinin en acı olaylarından birini yaşamıştı. Alemdar Mustafa Paşa, maiyetindeki askerlerle sarayı bastığında, tahtta bu makama ihtilâlle gelen 4. Mustafa bulunuyordu. Tahttan indirilen 3. Selim’se, Harem’in Arslanhane bölümündeki odasında hapisti. Alemdar’ın gelişiyle eski padişahın tahta çıkarılacağını tahmin eden 4. Mustafa, Sultan 3. Selim’le kendi kardeşi Şehzade Mahmud’un öldürülmesini emretti. 3. Selim, Arz Odası’nın önünde şehid edilmiş, asiler Şehzade Mahmud’u öldürmek için Harem’e girmişlerdi. Cevri Kalfa, koşarak Şehzadegân Dairesi’ne varmış ve şehzadeyi alarak bu merdivenin üzerinde bulunan kendi dairesine çıkarmıştı. Asilerin durumu farketmeleri üzerine bir tas külle merdiven başını tutmuş, hamam külhanından aldığı kızgın külü gelenlerin üstüne serperek zaman kazanmış, iki harem ağasının yardımıyla şehzadeyi dama çıkartarak kurtarılmasını sağlamıştı… Bir kahraman kadın ve bir avuç kül, 19. yüzyıl Osmanlı tarihini etkilemişti. Çünkü hayatı kurtulan şehzade, Sultan 2. Mahmut olarak tahta çıkmış ve kendisini öldürmek için gelen yeniçerilerin ocağını söndürmüştü. O gün şehzadenin hayatını kurtaran Cevri Kalfa ise sultan tarafından Baş Hazinedarlık görevine getirilmiş ve kendisine Çamlıca’da içinde köşküyle birlikte geniş bir arazi bağışlanmıştı. Vefat ettiğinde de, 2. Mahmud’un annesi ve bir yerde Hanedanın büyükannesi Nakşıdil Valide Sultan’ın Fatih’teki türbesinde, onun yanı başına defnedildi…