Yemek ile edebiyat arasında çok derin ve anlamlı bağlar vardır.Yenilen yemekler edebi eserlerde basit birer çeşni olarak durmaz.Yazar veya şair yemekle ilgili yaşanmış deneyimlerini hikayeleştirmeden ,şiirleştirmeden edemez. Fûruzan'ın ''Sevda Dolu Bir Yaz'' daki kahvaltı sahnesi ile Aslı Perker'in ''Sufle'' sinde olduğu gibi kahramanların hayal kırıklıklarının ilacını bir yemek tarifinde bulduklarına tanıklık edersiniz.Marcel Proust'un ''Yitik Zaman Ardında''daki''çörek deneyimini'' hatırlayın. '' İstanbul Bir Masaldı''da Mösyö Jack ,kederli ve talihsiz baldızı Madam Estereya'nın cenaze yemeğinde rakılı kurabiye ile patlıcanlı börek yer ve bu tatların kendisine hatırlattıklarıyla başbaşa kalır. ''Lunapark Kapandı''nın kahramanı en büyük yalnızlık ve terk edilmişlik anılarının birinde evde kalan bayat ekmek,biraz yumurta ve peynirle''kaybettiklerine daha çok tutunma amacıyla''alelacele bir börek yapmaya kalkışır.