LEB-İ DERYA
İKİNCİ ON BEŞİN BAŞI.
İstanbul’dayız, denizle sarmalanmışız, Leb-i Derya’dayız. Sağımız, solumuz, önümüz, arkamız mavi. Bu kadim kentin alamet-i farikası deniz, bin yedi yüz yıl evvel ilk taşları dikilen şehrin kalbi tarihi yarımada, ışıldayan cepheleriyle günümüzün modern gökdelenleri, yanı başımızda metruk binalar. İstanbul, iyi, kötü, güzel, çirkin; her yönüyle gözümüzün önünde; çünkü Leb-i Derya bir İstanbul lokantası. Kendini durmadan yenileyen bu şehirde dile kolay, on beş senedir ayakta kalmayı; İstanbul’u her şeyiyle sahiplenerek, İstanbul’un her halini kucaklayarak başarmış özel bir yerdeyiz. İstiklal Caddesi kimlik değiştirirken, altındaki Karaköy dönüşürken, Tophane yeniden keşfedilirken… Leb-i Derya hep oradaydı. Kurulduğu tepeden sükunetle şehrin devinimini izledi, kimliğini yitirmeden dönüşüme ayak uydurdu.
Bu koca metropolün içinde yaşattıkları, Leb-i Derya’nın içinde de harman oldu:
En tepedeki kaptan köşkü aykırı, rafine, küçük ama çok şahsiyetli.
Altına yerleşen ve mekanla özdeşleşen ana salonda İstanbul arz-ı endam ediyor, güzelliğini cömertçe sergiliyor.
Onun da altındaki cep meyhanesi sıcak bir nostalji hissiyle demlenmeye çağırıyor.
Bu üç farklı hikâyeli üç ayrık dünyayı birleştiren bir temel nokta var: aynı anda hem güçlü, hem de zarif olabilen bir gastronomi deneyimi.
Yiyecek
MÖNÜSÜ
Anadolu yüzyıllar boyunca dönüşürken, farklı medeniyetleri doğururken, ekerken, biçerken, üretirken bir şey hep aynı kaldı: bireyselciliği reddeden bir sofra kültürü. Ritüelleriyle, sıcaklığıyla, önünde geçirilen uzun zamanlarla bu toprakların sofralarının bir ortak paydası var; paylaşmak. Leb-i Derya’da biz, bu kadim kültürü bugün de yaşatmayı kendimize görev biliyor, tabaklarımızı bu ön kabulle yaratıyoruz. Yerel malzemelerle hazırladığımız ufak yemekler sofrayı donatıyor, özümüzü hatırlatıp bize paylaşmayı unutmamamız gerektiğini fısıldıyor, “bir porsiyonla doyma, farklı şeyler tat, çeşitliliği, zenginliği kutla, tadına var” diyor. “İyi manzaralı yerde iyi yemek olmaz” klişesini yıkıp, İstanbul’un en iyi mutfaklarından birini, İstanbul’u alabildiğine seyrederek deneyimleme şansı sunuyoruz, bununla gurur duyuyoruz.