Akropolis’in kuzeybatı etekleri üzerinde, yamaca yaslanacak şekilde inşa edilmiş, skene ve cavea’sı ile hala ayakta duran, tiyatro yer almaktadır. Skene binasının kuzeydeki dış duvarı geç dönem suru için kullanılmıştır. Tiyatronun kuzey girişini sağlayan yerde, analemma duvarı ile Helenistik Dönem’e ait kule arasında, yani parados’u kuzeyden kapayan duvar üzerinde, farklı dönemlerde iki kapı inşa edilmiştir. Ana caddeden başlayan basamaklar iki ayrı koldan güney parodosa uzanmaktadırlar. Ancak, kazı ve temizlik çalışmaları, doğu paradosa direk uzanan basamakların, tiyatro ile olan bağlantı yerlerinde inşa edilmediklerini ortaya çıkarmıştır. Kuzeybatıya doğru açılan cavea’nın her iki paradosu da açık olarak inşa edilmiştir. Kuzey paradosun şekli geç devirde bir duvarın örülmesi ile değiştirilmiştir. Cavea, Likya Bölgesi’nde nadir rastlanır şekilde yarım daireden oluşmaktadır (fig. 104). Oturma sıralarının yükseklikleri 0.35 m ile 0.40 m arasında değişmektedir. Gerek cavea’da, gerekse sahne binasında yapı malzemesi olarak, şehrin diğer birçok yapısında da görüldüğü gibi konglomera ve mermer kullanılmıştır. Yirmi oturma sırası bulunan cavea, 0.75 m ile 0.82 metre arasında genişlikleri bulunan ve her biri 44 basamaktan oluşan altı merdiven sırası ile beş dilime ayrılmıştır. Yükseklikleri 0.22 m ile 0.25 m arasında olan ilk dört basamak, bir metre derinlikte bulunan orkestra zemini ile ilk oturma sırası arasında bulunmaktadır. Oturma sıralarının en üst kısmında, genişliği 2 ile 2.60 m. arasında değişen bir geçiş yeri bulunmaktadır. Bu kısım harç ile örülmüş bir duvar ile çevrelenmiştir. Muhtemelen cavea üst kısmı ile Akropolis arasında bağlantı yerleri bulunmalıydı, fakat bunlar bugün tespit edilecek durumda değildir. Sıralar üzerinde, üstteki çadırı taşıyan ahşap direklerin içlerine oturtulduğu, çapları 0.18 m ile 0.24 m arasında değişen bol miktarda delik bulunmaktadır. Tiyatroya girişler önce paradoslar ve daha sonra orkestra zemininden başlayan basamaklar vasıtasıyla gerçekleşmekteydi. Yarım daireden biraz daha büyük yapıdaki orkestra yayının çapı 17 metre olarak tespit edilmiştir. Yaklaşık 30×9 metre ölçülerindeki sahne binasının zemin katı iyi korunmuştur. Binanın ön cephe duvarı ve güneydeki dar cephe duvarının köşe yeri, çatı seviyesine yakın yükseklikte korunmuştur. Sahne binası iki katlıdır ve yüksekliği, caveadaki en üst oturma sırasının yüksekliğinde olmalıdır. Bina, zemin katta 6, birinci katta 5 kapı açıklığı ile orkestraya açılmaktadır. Zemin katın orkestra zemininden itibaren yaklaşık 3 metrelik bir yüksekliğe sahip olması gerekmektedir. Geç devirde aynı zamanda sur duvarının bir bölümü olarak da hizmet veren arka duvar bazı yerlerinde 1.70 metre kalınlığındadır. Yapının oldukça meyilli bir yamaç üzerinde inşa edilmiş olması nedeni ile, bu arka duvar batıdaki hamam yapısının zemininden itibaren oldukça yüksek ve sağlam olarak inşa edilmiştir. Yıkılan taşlar bugün bu iki yapı arasında yayılmışlardır. Birinci kattaki beş kapı arasında 6 adet niş bulunmaktadır. Muhtemelen heykeltraşlık eserlerin yerleştirildikleri bu nişlerden güneyden itibaren birincisi görülür durumdadır. Sahne binası ön cephe duvarı 0.90 m lik bir kalınlığa sahiptir. Dış taraf büyük ve köşeli taşlar ile, iç kısımda ise irili ufaklı taşların harç yardımıyla birleştirilmeleri ile inşa edilmiştir. Son kazı ve temizlik çalışmaları zemin katın ve proskenion yapısının büyük oranda ortaya çıkmasını sağlamıştır. Genişlikleri 0.94 m ile 1.02 m arasında değişen 6 kapı ile direk orkestraya açılmaktadır. Bu kapıların yükseklikleri yaklaşık 1.80 m’dir. Kazı sonucu büyük bir kısmı açığa çıkarılan proskenion yapısı daha önceki tahminleri doğrular niteliktedir. Yüksekliği 3 metrenin üzerinde olan ve sahne binası cephesine yaklaşık 2.65 m uzaklıkta bulunan proskenionun ön tarafında bulunan eşik kısmı üzerinde eşit aralıklarla (yaklaşık 1.60 m) yerleştirilmiş 10 adet yarım sütun bulunmaktadır. Ele geçen az sayıdaki mimari parça arasında özellikle önemli olanlar kırık vaziyetteki architrav bloklarıdır. Bunlardan üzerinde triglifleri bulunan bir tanesi 0.49 m yüksekliğindedir. Temizlik çalışmaları sonrası açığa çıkarılan ve proskenion batı köşesinden itibaren doğuya doğru alçalarak sıralanan yarım sütunlar, tahribat sonrası tiyatronun bir daha kullanılmadığını ortaya koymaktalar. Bu sütunların her birinin yan tarafında, eşik üzerinde görülen bağlantı delikleri, sütun aralarının muhtemelen plakalar ile zaman zaman kapatılmış olduklarını göstermekteler. Batı kısmında bulunan yaklaşık 0.40 m. kalınlığındaki duvarın bir kısmı açığa çıkarılmıştır. Bu proskenion duvarı ile batı analemma duvarı arasında yaklaşık 4.35 m.lik bir giriş yeri (parados) bulunmaktadır.