Türkiye’nin ilk sağlık müzesi olarak 1918 yılında kurulan İstanbul Sağlık Müzesi’nin amacı, halkı sağlıklı yaşam konusunda bilinçlendirmek ve salgın hastalıklardan korumaktı. Topluma salgın hastalıklar ve bunlardan korunma yollarını anlatmak için, yağlı boya tablolar, mulâjlar, broşür ve kitapçıklar, basit interaktif eğitim modelleri hazırlanarak müzede sergilendi. Hatta bu materyaller müzede bulunan mulâj ve resim atölyesinde çoğaltılarak ülkenin dört bir yanına gönderildi. Başta Ankara olmak üzere, 12 ilde daha sağlık müzesi kurulmasına rehberlik etti. Gezici sergiler düzenleyerek, toplumla diyalogunu geliştirdi. İstanbul halkının ve okullarının yakından takip ettiği müze, 72 yıl aralıksız hizmet verdi. Müze binası, Defter-i Hakani Senedat (Tapu Kadastro) Müdürü Salih Efendi tarafından, 1875 yılında, kâgir bir konak olarak yaptırıldı. Salih Paşa’nın oğlu ile evlenen Şair Nigar, bu konakta ikamet etti. Konağın alt katında yedi dükkân bulunmaktaydı. Dükkânlardan biri, "Büyük Kahve" adıyla bilinen bir kahvehane idi. Mütareke yıllarında konak, Milli Müdafaa Cemiyeti tarafından kullanıldı. Alt katına bir sinema stüdyosu kurularak, ordu ve halk arasında işbirliğini güçlendirecek belgesel filmler çekildi. Yapı, Yıldız Teknik Üniversitesi'nin çekirdeğini oluşturan Kondüktör Mekteb-i Alisi'ne 1911-14 yılları arasında hizmet verdi. Sanayi-i Nefise Mektebi'ne (bugünkü adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) ev sahipliği yaptı (1920-21).