15 dakika okuma süresi • 507 defa okundu • 04 Temmuz 2021 tarihinde güncellendi
Sıcacık iklimi, kültürü, tarihi, ılık ve masmavi deniziyle yaz aylarının tartışmasız en güzel noktalarından; Akdeniz'in 3.büyük adası olarak kabul edilen güzel Kıbrıs... Kendinize, Doğu Akdeniz’in mavi cenneti Girne’den başlayıp; tarihi yapıları ve capcanlı çarşılarıyla sizi karşılayan Lefkoşa’dan; Orta Çağ mimarisinin en tipik örneklerini size sunan Gazimağusa’ya ve çok daha fazlasına ulaştıracak bir tatil rotası belirleyebilirsiniz.
• Kıbrıs’a pasaport ile değil nüfus cüzdanı ile giriş yapabilirsiniz üstelik Kıbrıs’a giderken yurtdışı harç pulu almanıza da gerek yok.
• Her ne kadar pasaportsuz olarak gidebilseniz de uçağınız dış hatlardan kalkacaktır.
• Türkiye’deki bankalar ve ATM’leri orada da bulunuyor ve Kıbrıs’ta Türk lirası kullanılıyor.
• Hava neredeyse yılın %70’inde sıcak oluyor.
• Kıbrıs’ta, aynı İngiltere gibi trafik sol şeritten akıyor, yani direksiyonlar sağda bulunuyor.
• Kıbrıs’ta birçok yerde prizler 3 girişlidir ancak konaklayacağınız otelde mutlaka dönüştürücü bulunur, otel personelinden priz dönüştürücüsü temin edebilirsiniz. Ayrıca odanızın banyosunda da 2 girişli priz mutlaka mevcuttur.
• Türkiye’deki hattınızı uluslararası aramalara açtırarak KKTC’de kullanabilir veya Kıbrıs’taki telekomünikasyon bayileri veya marketlerden kontörlü hat satın alabilirsiniz.
Her yıl yaklaşık 2 milyon turist tarafından ziyaret edilen yavru vatan Kıbrıs’ta yaşam gece-gündüz tüm hızıyla canlılığını sürdürüyor. Tarihi, kültürel bir çok mekana ev sahipliği yapan bunun yanı sıra deniz-kum-güneş üçlüsünün en güzel halini sizlere sunan Kıbrıs’a gitmeden kendinize bir gezilecek-görülecek yerler listesi oluşturmalı ve programınıza sadık kalmalısınız. Hazırsanız Kıbrıs’ı gezmeye başlayalım…
Kıbrıs’ın ortasında yer alan adanın en kalabalık, hareketli, ticaret şehri ve başkenti Lefkoşa…
Kuzey ve Güney Lefkoşa diye ikiye ayrılan güzeller güzeli Lefkoşa, bu özelliği ile dünya üzerinde ikiye ayrılmış tek başkent olma unvanını taşıyor. Yeşil hat denen bir sınırla ayrılan, Lefkoşa’nın kuzeyinde bizler, güneyinde ise Rumlar yaşıyor.
Size tavsiyemiz sabahın erken saatlerinde Lefkoşa’nın dar sokaklı çarşılarında yürümeye başlayın ve bol bol fotoğraf çekmeyi unutmayın.
Yiğitler burcundaki parka gidip Yeşil hattın arkasındaki Rum bölgesini görüp, surun içindeki çarşıda alışveriş yapıp, Lefkoşa’daki farklı Türk evlerini görüp, kapılarında fotoğraf çekmeyi de ihmal etmeyin. Bu arada rahmetli Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın mezarı ve anıtını da ziyaret etmek isteyebilirsiniz.
Lefkoşa’da gezmeniz gereken diğer önemli yerler ise;
Selimiye Camii (St. Sophia Katedrali): Kıbrıs’ın en görkemli, en büyük dini yapısı ve gotik mimari eseridir. Eskiden katedral olan bu yapı sonradan cami olarak kullanılmaya başlanmış. Lefkoşa’ya gidip de bu önemli eseri görmeden dönmemenizi tavsiye ederiz.
Büyük Han: Önemli bir kültürel varlık olarak kabul edilen ve 1572 yılında Osmanlı Valisi tarafından yaptırılan Büyük Han, Kıbrıs’ın tarihi ve kültürel yapısına ışık tutuyor ve turistleri kendine çekiyor sizin de mutlaka görmenizi tavsiye ediyoruz.
Lefkoşa Surları: Venediklilerin 1567’de yeniden inşa ettiği 11 burcu ve 3 kapısı olan bu sur, şehrin eski sınırlarını belirliyormuş.
Buradan sonra yola portakal bahçeleri arasındaki kahvehanelerde Kıbrıs Türk Kahvesi içmeye Lefke’ ye gidip, ayaklarınızı denize sokup, kuzey sahillerinde bu güzel manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
Kuzey Kıbrıs’ın ‘tarihi başkent’i Gazimağusa, 1974 Kıbrıs Harekâtı sonrası ‘gazi’ unvanına sahip oldu. Etrafı görkemli surlarla çevrili bir orta çağ kenti olan Gazimağusa, mutlaka gezip görmeniz gereken, tarihe ışık tutan önemli bir bölge. Surların etrafı, kaleler ve tarihi binaları barındırıyor; eski kiliseler şuan cami olarak kullanılıyor. Bunlardan en önemlisiyse eski St. Nicholas Katedrali olan şu anki adıyla ise Lala Mustafa Paşa Camii olan adanın en yaşlı ağacını önünde barındıran yapı.
Mağusa’nın İngilizce adı Famagusta ve birçok tabelada bu ismi göreceksiniz, gördüğünüzde burası neresi demeyin çünkü doğru yerdesiniz :) Gazimağusa’ya kadar gitmişken Namık Kemal’in sürgün edildiği yer olan Namık Kemal Zindanı’nı da görmeden geçmeyin deriz.
Tıpkı Girne gibi sahil şeridinde balık restoranları ve meyhaneler dizili.
Gazimağusa ayrıca Kıbrıs’ın öğrenci şehri. Burada bulunan Doğu Akdeniz Üniversitesi şehrin nabzını her daim canlı tutuyor.
Adını duymuş olmanız çok olası olan Maraş Mahallesi, Mağusa’da bulunuyor ve burası hayalet şehri andırıyor. Tüm yapılar terkedilmiş durumda; dükkân tabelaları bile asılı halde ancak her yer bomboş ve ıssız. Bir zamanlar Kıbrıs’ın en gözde yeriyken şimdi arkasında karanlık şehir, önünde muazzam güzellikteki Palm Beach plajı ile tekrar keşfedilmeyi bekliyor.
Upuzun kumsallarıyla ünlü Gazimağusa ’da akdenizin o sıcacık atmosferi içinizi ısıtacak, beyaz ve incecik kumlu, ılık ve sığ denizinde enfes zaman geçireceksiniz.
Gazimağusa’ da gitmeniz gereken diğer önemli yerler ise;
Salamis Harabeleri: Mağusa’ya gidip Bronz Çağ’da başlayan göçlerle oluşan bu şehri görmeden dönmek olmaz. Tarihe ışık tutan bu antik kent, zamanında Anadolu’dan gelen kavimlere ev sahipliği yapmış.
Othello Kalesi: Bu güzel kenti korumak için 14.yüzyılda Lüzinyanlar tarafından yapılan kale, günümüzde de şehrin ana girişlerinden biri olarak kullanılıyor.
Venedik Sarayı: 13.yüzyılda Lüzinyanlar tarafından yapılan saraydan kalanlar üzerinde Venediklilerin tekrar inşa ettiği krallık sarayıdır. Bu sarayın hala sağlam olan cephesinde ise Salamis Harabelerinin sütunlarının kullanıldığı konuşuluyor.
Kıbrıs’ın kalbi ve en popüler tatil destinasyonu Girne, Kıbrıs’ın güneyinde yer alıyor.
En canlı, en hareketli ve meşhur ve turistlerin uğrak noktası olan bu şehrin tabelalarını Kyrenia olarak görürseniz ben neredeyim demeyin çünkü Girne’desiniz!
Limanı ile ünlü bu kente gidip de o masmavi denizinin kenarında süzülen meşhur limanı gezmeden, kenardaki kafelerde soğuk bir şeyler içmeden dönmek olmaz. Ayrıca vaktiniz varsa kartpostalların ve klasik Kıbrıs fotoğraflarının simgesi bu meşhur Girne Limanı’nda gün batımını da izlemenizi tavsiye ediyoruz.
Ayrıca Girne limanı ve çevre ara sokaklarında bol bol fotoğraf çekmeyi ihmal etmeyin.
Girne aynı zamanda; Acapulco ‘kaplumbağa plajı’ olarak da bilinen Alagadi, Denizkızı, Çatalköy Plajı, Escape, Camelot gibi birçok enfes güzellikteki plaja da ev sahipliği yapıyor.
Üzerinde birçok tesisi barındıran Acapulco, rüzgâr sörfü yapmak isteyen tatilciler için en güzel nokta. Eğer altın rengi kumsallar beni karşılasın diyorsanız ise Escape; altın rengi kumu ve masmavi denizi ile sizi bekleyecektir.
Girne’de mutlaka görülmesi gereken diğer yerler;
Girne Kalesi: Kıbrıs’ın en önemli tarihi yapılarından biri olan kale, 7.yüzyılda yapılmış ve işgallere karşı, Venedikliler tarafından yeniden inşa edilmiştir. Kale tam bir Rum mimarisi örneğidir.
Hz. Ömer Tekkesi: Girne merkeze çok yakın konumda bulunan tekke, Kıbrıs’ta islamiyeti yaymak ve genişletmek için inşa edilmiştir. Buranın en önemli dini noktalarından da biridir.
Buffaveneto Kalesi: Aslan Şatosu adıyla anılan bu kale eskiden hapishaneymiş. Rüzgâra boyun eğmeyen ünvanına sahip kaleden Lefkoşa manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.
Bellapais Manastırı: Barış Manastırı da denilen Kıbrıs’ın en ünlü gotik mimari eserlerinden olan bu manastır mutlaka ziyaret edilmeli.
St. Hilarion Kalesi: Girne manzarasının tadını çıkarabileceğiniz en güzel nokta olan bu kaleye mutlaka uğramalı ve şehri bir de buradan görmelisiniz.
Batık Gemi Müzesi: Deniz, denizaltı ve batık kentlere ilgi duyan turistlerin uğrak noktası olan bu müze, Girne Kalesi içinde bulunuyor. Müzede sergilenen geminin, bu gününe kadar bulunan en eski gemi olduğu düşünülüyor. Buralara kadar gelmişken bu müzeyi de mutlaka ziyaret etmelisiniz.
İkon Müzesi (Arkhangelos Kilisesi): Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra müzeye çevrilen kilise, kocaman bir kuleye sahip ve bu kuleyi neredeyse Girne’nin tümünden görebilirsiniz.
Lefke, Kıbrıs adasının kuzeyinde, Güzelyurt Körfezi'ne bakan bir kasabadır. Yeşilin her tonunu yansıtan doğal güzellikleri, verimli toprakları, özgün kültürel mirası, huzurlu ve kaliteli yaşam koşulları ile ziyaretçilerini büyüleyen ve unutamayacakları anlar yaşatan bir turizm bölgesidir.
Lefke’ ye gitmişken mutlaka görmeniz gereken yerler ise;
Soli Harabeleri: Verimli topraklar üzerine kurulmuş, Lefke kıyılarında bulunan bu antik kent 7.yüzyılda istilalar sonucu yok olmuştur.
Bu bölgede yapılan araştırmalarda Helenistik döneme ait altın ve bakır gibi takılara ve daha birçok bulguya rastlanmıştır. Milattan önce 2.yüzyıla ait, Amazonlarla yapılan savaşı gösteren bir kabartmaya rastlanmış ve yine Helenistik döneme ait sütunlu bir cadde ve anıtsal çeşme kalıntıları da ortaya çıkmıştır. Soli Harabelerinin içindeki Soli Bazilikası ve Soli Tiyatrosu mutlaka görülmesi gereken yapılardır.
Vuni (Vouni) Sarayı: Günümüzde açık hava müzesi olarak ziyaret edilebilen bu saray, Soli Kenti’nin kontrolü için 5.yüzyılda, deniz seviyesinin 270 m yükseğine inşa edilmiş ve 137 odadan oluşuyor. Lefke eğer gezi rotanız da yer alıyorsa bu antik şehir ve sarayları görmek size tarihin içinde yolculuk yaptırabilir ve dolu dolu bir gün geçirmenizi sağlayabilir.
Portakal ağaçlarıyla ünlü bu güzel kasabada tatiliniz yaz başına denk gelirse Portakal Festivali’ni kaçırmamanızı öneririz. Oldukça renkli geçen bu festivalde pek çok aktivite ve turnuva düzenleniyor ayrıca festival müziğe de doymanızı sağlıyor.
Adanın en güzel turunçgillerini bu şehirde bulabilirsiniz. Taze meyveleri doyasıya yiyebilmek için yerel pazarları gezmenizi kesinlikle tavsiye ederiz.
Güzelyurt’a kadar gelmişken mutlaka görmeniz gereken yerler ise;
Adanın kuzeyinde bulunan doğal mağaralar ziyaret edilmesi gereken bir görsel ziyafet sergiliyor. Bu bölgede 85 civarı doğal mağara bulunuyor. Bu tarafa yolunuz düşerse mağaraları da mutlaka görmelisiniz.
St. Mamas Manastırı İkon ve Arkeoloji müzesi olarak ziyaretçilerini ağırlayan manastır, Güzelyurt şehir merkezinde bulunuyor.
Karpaz Yarımadası’nın bozulmamış doğal güzelliği ile tüm övgüleri hak eden İskele bölgesi, yeşil ile sonsuz maviyi buluşturuyor ve doğaüstü bir güzellik sunuyor.
Sakinlik ve huzur arayanların ilk durağı olabilecek güzellikteki, altın rengi kumlarıyla ünlü Karpaz ‘ın en popüler plajları Malibu ve Altınkum.
Kıbrıs’a gidip Karpaz’ı görmeden dönerseniz, üzülürsünüz:)
Ayrıca Karpaz’a giderken yolda eşekler ile karşılaşırsanız fotoğraf çekmeyi unutmayın çünkü bu bölgenin eşeği pek meşhur :)
Deniz yolu ile Mağusa-Mersin, Mağusa-Lazkiye ve Girne-Taşucu arasında feribot seferleri kullanılabiliyorken; Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve Antalya’dan hava yolu ile kısa sürede Kıbrıs Ercan Havaalanı’na ulaşmanız mümkün.
*Kıbrıs (Lefkoşa) – Antalya arası mesafe 308 kilometre; tahmini uçuş süresi ise 26 dakikadır.
Kıbrıs genellikle yaz tatili ile beraber anılsa da, her mevsim ziyaret edilebilecek iklime ve güzelliğe sahiptir.
Eğer beklentiniz dolu dolu ve hareketli bir tatilse yaz mevsimi gelmeniz; daha sakin, huzurlu bir tatil amaçlıyorsanız ise bahar aylarında gelmeniz en uygunudur.
Ayrıca, yaz sezonu demek Kıbrıs için festivallerin vakti demektir. Eğer yazın gelmeyi planlayanlardansanız Kıbrıs festivallerinden en az birine mutlaka katılmalısınız.
o Kuzey Kıbrıs Uluslararası Kıbrıs Bellapais Müzik Festivali her yıl Mayıs-Haziran aylarında,
o Mağusa Kültür Sanat Festivali, Haziran-Temmuz ayları arasında,
o Kıbrıs Tiyatro Festivali, Eylül ayında,
o Uluslararası Zeytin Festivali, Ekim ayında,
o Güzelyurt Portakal Festivali, Haziran-Temmuz ayları arasında,
o İskele Festivali, Haziran-Temmuz ayları arasında,
o Mehmetçik Üzüm Festivali ve bu çerçevede düzenlenen Uluslararası Altın Salkım Belgesel Film Festivali, Ağustos ayında,
o Hellim Festivali ise her yıl Ağustos-Eylül ayları arasında gerçekleşir.
Renkli, eğlenceli ve hareketli gece hayatı ile ünlü Kıbrıs geceleri sizi fazlasıyla memnun edecek; sıkıntı, stres ne varsa attıracak, emin olabilirsiniz!
Birçok farklı eğlence anlayışını bir arada bulabileceğiniz Kıbrıs, sizi bu anlamda kesinlikle tatmin edecektir; siz siz olun uykusuz gecelere hazır olun! :)
Gece hayatının kalbinin attığı Girne, çeşitli kulüp ve barlarıyla sizin de gönlünüzü fethedecek. Kıbrıs’ın gece kulüplerinin birçoğu Girne’de bulunuyor. Her gece kulübü kendine özgü müzik ve eğlence tarzıyla misafirlerini sabahın ilk ışıklarına kadar eğlendiriyor.
Kıbrıs deyince akla hellim peyniri gelir :) Keçi sütünden yapılan ve koskoca bir yıl kadar saklanılabilen bu lezzet Kıbrıs kahvaltılarının baş tacı. Ancak Kıbrıs mutfağı tabi ki hellimden ibaret de değil. Benzer kültürel özelliklerden dolayı Türk mutfağına paralel bir kültürü var Kıbrıs mutfağının. Adada yetişen taze meyve ve sebzelerle hazırlanan, kendine özgü birçok yemeğe sahip. Özellikle Lefkoşa’da Kıbrıs’a ait birçok lezzeti tatmanız mümkün.
Kıbrıs’a gidip yemeden dönmemeniz gerekenlerin başında Şeftali Kebabı geliyor. Koyun ve keçi kıymasının terbiye edilmesi ile hazırlanan köftelerin, iç yağına sarılması ve sonra kömürde yavaş yavaş pişirilmesiyle ortaya çıkan bu eşsiz lezzeti denemeden dönmemelisiniz. Şeftali Kebabı da yine adada farklı noktalarda tadabileceğiniz bir lezzet ancak hem Kıbrıslılar hem de turistler Şeftali Kebap’ını Niazi’s Restoran’da yememiz gerektiğinin altını çiziyorlar.
Bunun dışında turistlerin yoğun ilgi gösterdiği en az Şeftali Kebabı kadar ünlü olan Kıbrıs Köftesi de tatmanız gereken lezzetler arasında mutlaka yer almalı ve aldığımız duyumlara göre bu köfte de birçok yerde yenilebilse de en lezzetlisi Sabır Lokantası’nda yapılıyormuş. Bu kadar mı demeyin, kökü Osmanlı’ya dayanan bir lezzet olan Piruhi, mantıya benzeyen harika bir tada sahip, mutlaka deneyin. Kıbrıs’a kadar gitmişken başka hiçbir yerde bulamayacağınız meyve macunlarını da denemeyi unutmayın.
Gezmeyip otelde vakit geçireceğim, sadece konakladığım bölgede olacağım diyorsanız arabaya ihtiyacınız olmayabilir ancak Kıbrıs’ı gezeceğiniz bir tatil planladıysanız biz araba kiralamanızı tavsiye ederiz.
Bu arada biliyorsunuz trafik akışı bizim tam tersimiz yani trafik soldan akıyor. Araç kiraladığınızda direksiyonun sağda olması sizi şaşırtmasın.
Size bir de bilgi verelim Kıbrıs’ta kiralık araçların plakaları beyaz ve kırmızı renkli dolayısıyla herkes sizin araç kiraladığınızı anlayabilecek bu yüzden acemi olduğunuzu da fark edeceklerdir.
Araç kiralamanın bir diğer avantajı ise Kıbrıs’ta benzin fiyatlarının bize göre çok çok ucuz olması, böylece yakıt tasarrufu da yapmış olacaksınız.
Konaklama tesisleri en fazla Lefkoşa ve Girne’de bulunuyor. Hangi bölgedeki konaklama tesisini seçeceğiniz sizin beklentilerinize göre değişecektir.
Her yere yakın olsun benim için önemli olan bu diyorsanız Lefkoşa’da, ben canlı, hareketli bir tatil istiyorum diyorsanız Girne’de konaklayabilirsiniz. Lefkoşa’da ihtişamlı ve pahalı tesislerin yanı sıra daha uygun fiyatlı tesisleri de bulabilecekken; Girne’de birbirinden güzel, çok daha lüks ve ihtişamlı, birçok talebinizi karşılayabilecek alternatiflere sahip tesisleri bir arada bulabilirsiniz. Keyifli tatiller dileriz…